24 Aralık 2016 Cumartesi

Cinlerle İletişim Kurabilmenin İki Metodu, Kazanma ve Cinlenme

Cinciliğin İki Usulü Kazanmak ve Cinlenmek
Hadim hüddam gibi varlıklarla ruhanilerle ve cinlerle görüşebilmenin iki yolu vardır. Bunlardan biri kazanmak diğeri ise cinlenmektir. Cinlenmenin diğer adı ise kendini sihre kestirmektir. Cinlenmenin şeytani ve rahmani denilen türlü türlü metotları vardır. Ama ne kadar rahmanide dense cinlenme aslında cinni ve şeytanidir. Kazanmak ise rahmani ve şeytani olabilir. Esas usulü İlmi ve Kıraat şeklinde ikiye ayrılır. Kıraat serbest okumalar olduğu gibi vird ve zikir gibi günlük sabit okumalarda olabilir.
Cinlenmek ise halvet ve riyazet usulü olabileceği serbest okumalar, günlük vird ve zikirler, davetnamelere girmeler gibi çeşitli usullerle olabilmektedir. İki çeşinde metotları temelde birbirine aynı gözükse de ilmi kazanma metodu aslında çok farklıdır. Kazanma şeklinde gidilen metotlarda insan hür iradesinde serbest ve hürdür. O insan iyi yada kötü olabilir. Sevap ehli yada günah ehli olabilir.
Cinlenmek ise hür iradeni teslim etmek ve ruhani varlıkların yönetim ve kontrolü altında yaşamaktır. Ruhani varlıklar senin vasıtanla diğer insanları kandırma yoluna gideceklerse seni namaz kılmaya, Kur'an-ı Kerim okumaya mecbur ederler. Seni seçtikleri göreve ve senin inanç ve mizacına göre seni diğer küfre düşürecek şeyler yapmayada mecbur bırakabilirler.
Cinlerle görüşebilme metotlarından aslında Rahmani olan ve doğru olan kazanmaktır. Cinlenme yani sihre kesme dediğimiz metot ise cinler alemi tarafından seni kabul etmeleri yada kabullenmeleri sonucu sana verdikleri rütbe ve bu rütbeye bağlı tahsis ettikleri görevlilerin senin üzerindeki hakimiyetidir.
Aslında bunlar çok derin konulardır ve havas ilminin en derinlerinin bile çoğunun vakıf olmadığı konulardır. Açmak ve açıklamak ne kadar doğrudur bilmiyorum ama insanlar kafalarını karıştıran soruların cevaplarını bulabilsinler diye yüzeysel olarak açıklıyoruz.
Cinler devleti tarafından kabul görür yada kabullenilirseniz üzerinizde şu hakimiyetler kurulur. Önce tiniyet hakimiyeti, yani tiniyetiniz ve özünüz cinnileştirilmeye çalışılır bunu kalbi çarpma metotlarını kullanarak yaparlar. Bu hale uğramanız ibadetlerinizi aksatmaz ve engellemez.
İkincisi cinler devleti tarafından kabul görür yada kabullenilirseniz kan hakimiyeti dediğimiz bilinç ve toplu bilinç hakimiyeti kurulmaya çalışılır. Bura kullandıkları metot kan sihirleri ve kan çarpmalarıdır. Yani sizden doğacak çocuklar Allah yardım etmezse cinni tiniyetli olur. Zaten insanoğlunun İslam Alemini düşüren ve tüm dinleri çökerten bu metotdur.
Üçüncüsü ise cinler alemi tarafından kabul görür yada kabullenilirseniz cinlendirme dediğimiz sizin cincilik zannettiğiniz metotlarla sizin cinlenmenizi sağlarlar. Size verilen göreve bu cinlenmeniz yani cinlerle görüşmeniz görme yada beyinden konuşma, yada kalpten konuşma, yada hissi yada görüntü alma, yada rüyada görme yada ayan olma, yada mendel usulleri ile görme, yada cifir ve ebced usulleri ile cin ve şeytan grupları ile görüşebilme, yada hadim ve hüddamlara erişebilme, yada aynada, tırnakta, suda görebilme yada bu durumlara göre hakiki cincilik dediğimiz cinlerle direk görüşebilme ve zahirde tasarruflarını açığa çıkarabilme şeklinde olur. İnsanlar en son gruptaki cinlerle direk görüşebilme ve tasarruflarını zahirde açığa çıkarabilmeyi evliyalık ve keramet zanneder ve karıştırırlar. Aslında evliyalık ve kerametle en ufak alakası yoktur.
Burda sizin durumunuz cinlerle görüşebilmek için kendinizi cin sihrine teslim ve tabi etmiş olmanızdır. Bu tip insanlarda kendini büyük görme, kendini evliya zannetme, kendini alim zannetme, öçvülme hastalığı, diğer insanları küçük görme, dışlama, Allah düşmanlarına içten gelen biat, Allah dostlarına ve Ehli Sünnet müslümanlarına sebepsiz içten gelen düşmanlık ve engellemeye çalışma gibi haller gözükmektedir.
Bu tip insanlar Peygamber'imizin Hadisi Şerif'nde bildirdiği aşırı giden grupları oluştururlar ve sonları şeytanların oluşturduğu sonsuz sistemin bir parçası olmaktır. Bu tip insanlara bakarsanız Müslümanlar içinde keramet halleri gibi haller gösterirken karşılarına çıkan hırıstiyan ve yahudiye en ufak zarar verememeleri ve güçlerinin sıfırlanmasıdır. Çünkü bunların görev yeri İslam alemidir ve onların görevi Müslümanları şaşırtmaktır. Cinler alemi onlara bu konuda izin, güç ve yetki vermiştir. Bu görevin dışında olan ateiste, hırıstiyana, yahudiye, kafire güç uygulayabilme gibi olaylarda asla başarılı olamazlar.
Onun için bu tip insanlar İslam alemi içinde evliya ve alim geçinsede hırıstiyan ve yahudiler içinde kafirler içinde alay konusu zavallılardır. Bu şekilde cinler devleti ve şeytanlar alemi İslam alemini ve Müslümanları rezil eder.
Görüntü olarak Müslüman gözükselerde, çok takva gözükselerde bu tip insanlar gerçekte özleri vasıtası ile cinlere biat etmiş olup, cin dinine tabidirler. İkinci büyük özellikleri bu tip insanların paraya ve maddi menfaate çok düşkün olmaları, dünyalığa aşırı meyletmeleri, hırsı ve kin sahibi olmaları, hain ve nankör olmaları ve çokça yalan söylemeleridir. Bunların görünüşteki dürüstlükleri bile insanları kandırmak ve yanlışa çekebilmek içindir. Her doğru hareketlerinin içinde bir ihanet yatar.
Bu tip insanlar cinciliğe ulaşan düz cinciler ve ruhaniler tarafından hakimiyet altına alınan tasarrufçular olarak ikiye ayrılırlar. Ruhaniler tarafından hakimiyet altına alınan tasarrufçular düc cincilerden çok daha tehlikelidirler. Çünkü bunlar alim ve evliya olarak çıkarak İslam alemini şaşırtmaya, Müslümanları cinlere biat ettirmeye ve müslümanlar arasında fitne çıkarmaya çalışırlar.
Ruhaniler genelde tarikatlar, cemaatler ve zikir ehline musallat olur ve onları kandırarak hakimiyet altına alırlar. Bunlara kanarak hakimiyetleri altına giren insanlar kendilerini veli, evliya, alim, Rabbiyle muhatap, nefsini islah ettiğini zanneden ve çok feyzli gözüken ve kendilerinide çok feyzli zanneden insanlardır. Aslında onların feyzi ruhanilerden gelmektedir. Bu tip insanların kurtarılması zordur aynı bir tılsımın elinden defineyi almak gibi mücadele ve uğraş ister. Ne kadar cinler devleti tarafından böyle oluşturulan sistemler varsada her insana bu sistemleri sökmez. Uyumsuzlar dediğimiz bilerek yada bilmeyerek kalbiyle, imanıyla bu hallere karşı çıkan ve uymayan insanlarda mevcuttur. Eğer cinlenme yoluna girdiyseniz ve kalbiniz Müslümansa ve imanını teslim etmiyorsa sizi ya delirtirler ya çarparlar yada ömür boyu süründürecek bir işkenceye alırlar. tarikatlere girip türlü türlü şekillerde deliren insanların halide bundandır. Aslında orda ruhani çarpması ve cinler devleti işkencesi söz konusudur. Asla tam olarak düzelememe sebepleride bundandır.
Kazanma dediğimiz olay ise Hak tarikatlerin metotlarından ve yollarındandır. Yunus Emrenin 18.000 alemi geçtik Elhamdulillah demesi bundandır. Hakiki tarikatler cini şeytanı insana boyun eğdirir ve hizmet ettirir. Bu bilinçlide olabilir, bilinçsizde. Burda davetlerle hadim ve hüddamlara ulaşanlarla tarikat yolu ile hadim ve hüddamlara ulaşanların farkı açığa ve ortaya çıkmaktadır. Örnek verecek olursak araba sahibi olmanın iki yolu gibi ya çalarak ya çalışıp kazanarak. Çalarak kazandığınız araba her an için sizi kul hakkı ve günaha sokmaktadır. 
Tarikatler yolundaki kazanma tehlikeli ve incedir. kalbinize hakim olmaz ve nefsinizi ön plana getiriseniz ayağınız anında kayabilir. Bir anda kazanmanız cinlenmeye dönüşür farkına bile varamazsınız.
Kazanmanın en güzel ve sağlam olanı ilim ile olanıdır. En tehlikesizide budur. En güçlü olanıda budur.
Unutmayın her zaman asıl olan kendi imanınızdır. Kaybettiğiniz zaman imanınızı kaybetme ihtimalinizde vardır.
En Doğrusunu Allah Bilir.

İlmi Hatem


Yeni Hali  İlmin ve Maneviyatın yüzyılımızdaki önderlerinden Ulvi Hocalarımız tarafından şekillendirilmiş ve havas ilminin çok üstüne çıkarılarak İlmi Hızrullah'ın ve Alemler İlminin bir parçası olmuştur.

Eski Hali havas ilimlerindendir. Çok geniş kapsamlıdır. Herkes ulaşamaz. havas ilminin en derin alimleri bu ilim kullanıcıları arasından çıkar. Havas ilminin en üst seviye alimleri bu ilmi kullananlar arasından çıkar.

İlmi Hatem kullanan Hatem Hocalar dünyada sadece yedi tanedir. Asla sekizincisi olmaz. Ne kadar ileri giderseniz gidin ilimde, derinleşirseniz derinleşin, Hatem Hocalardan biri vefat etmeden Hatem Hoca olamazsınız. Bunun için Hatem Hocalık bir nevi kısmetin olmalıdır denilebilir.

Hatem Hocalardan iki tanesi Türkiye'de, beş tanesi çeşitli dünya ülkelerindedir. Türkiye'deki İlmi Hatem kullanıcıları ben yani Hatem Hoca ve İpek Hocadır.


Yeni hali ise dünyanın ve maneviyatın yüzyılımızdaki önderlerinden Ulvi Hocalarımız tarafından şekillendirilmiş ve havas ilminin çok üstüne çıkarılarak İlmi Hızrullah'ın ve Alemler İlminin bir parçası olmuştur.

Hatem Hoca İlmi Hatem Çözüm ve Şifa Uygulamaları Usulleri

Allah Razı Olsun hepsinden ve Ümmeti Muhammed'den oluşan aşırı merak üzerine bu konuyu bilgilendirme amaçlı açıyoruz.

Hatem Hoca le İlmi Hatem çözüm ve şifa uygulamaları asıl olarak aynı anda dört bölüm üzerine gider.

1. Bölüm görevli i uygulaması sürecidir. Biz bir hasta yada sıkıntılı insanı çözüm ve şifa uygulamasına aldığımız zaman önce tanıtım okuması yaparız. Yani bu insan bizim görevlilerimize tanıtılır ve emir verilir. Bu insan bizdedir sıkıntısına çözüm ve hastalığına şifa için gerekli müdahale yapılacaktır şeklinde. Bu şekilde sıkıntılı hasta insanın çözüm süreci başlamış olur, görevliler gerekli temizliğe ve şifa uygulamaları çalışmalarına başlarlar.

2. Alem tedavisi sürecidir. Görevli tanıtımından sonra bize gelen sıkıntılı insan veya hasta alemlere tanıtılır. Bu insan bize başvurmuş bir muzdarip ve veya hastadır. Bu insan bizim korumamız ve himayemiz altındadır. Şifasına vesile olmaya, dertlerinden kurtulmasına vesile olmaya çalışmaktayız şeklinde. Bu şekilde hasta üzerindeki alemler ister bize dost ister düşman olsun Allahu teala'nın izni ile çekilmeye başlarlar ve bu hasta dost alemlerden yardım görmeye başlar.

3. Talebeleremize tanıtılmasıdır. Biz bir hasta yada sıkıntılı insanı çözüm ve şifa uygulamasına aldığımız zaman talebelerimize bilgi ve görev veririz. talebelerimiz bu sıkıntılı yada hasta insanın çözüm süreci ve şifası için ruhani okumalara başlarlar.

4. Bizim normal uyguladığımız çözüm süreci ve şifa uygulamaları sürecidir. Bu sürecin başını Hatem Hoca çekmektedir. Sıkıntılı insanın yada hasta insanın derdinden kurtulması yada hastalığına şifa bulması için önce su okumaları yapılır. İlk bir gün çevirme, ikinci gün koruma yapılır. İkinci günün gecesi bu insan Hatem Hoca tarafından büyük meydana alınarak ruhani temizliği ve müdahalesi yapılır. Üçüncü gün ise hastadaki ruhani etkiden kaynaklanan izlerin kalkması için temizlik suları hazırlanır. Dördüncü gün ise Şifa Suları hazırlanır ve geçmiş olsun denilir. 

Aslında bu süreçlerin her biri çözüme götürücü ve şifaya vesile olmaktadır. gerçekte birini yaptıktan sonra diğerini yapmaya gerek yoktur. Ancak ecelin ne zaman geleceği bilinmez Hatem Hoca tarafından ani gelen ölümden dolayı yarım kalacak dertli ve veya hasta insanlarında çözüm ve şifaya kavuşabilmesi için tedbir amaçlı dördü bir uygulanmaktadır. Yani Hatem Hoca şu an vefat etse ona başvuran dertli ve hasta insanların talebeleri tarafından çözüm ve şifa okumaları yapılacaktır, görevli tedavisi ve çözüm süreci devam edecektir, alem tedavisi ve çözüm süreci devam edecektir. Aradaki tek fark sadece çözüm süreci ve şifa bulması biraz daha uzun zaman alacaktır. en kısa zamanlı çözüm süreci ve şifa uygulaması bizzat Hatem Hocanın yaptığıdır.

Gelelim insanların merak ettiği meşhur soruya. Hocam siz bizi aramadığınız halde biz iyileştik, bize daha şifa uygulaması ve çözüm süreci uygulamaları yapmadınız ki.

Cevabı budur, bize başvuran ve tarafımızdan kabul edilen her insana ister ulaşalım, ister ulaşmayalım, ister telefonla arayalım, ister telefonla aramayalım ilk çözüm süreci ve şifa uygulaması yapılmaktadır. Bu yüzden bize başvuran çok kardeşimiz daha biz görüşmeden yada biz telefonla görüşmesek bile düzelmekte, derdine derman bulmakta ve şifaya nail olmaktadır.

Kadim İlim - 1 Bilginin Kaynağı ( İnsanoğlunun Alma Şekli )

Bilgi insanoğlunda üç yerde bulunur. 

1. Ruhta

2. Kalpte

3. Beyinde

1. Ruhtaki bilgi bilmektir tanımaktır. tanıdığından dolayı bilmektir.

2. Kalpteki bilgi hissetmektir. Yaşamaktır.

3. Beyindeki bilgi ise bağlantı kurmaktır. Algılamaktır.

1. Ruhtaki bilgi en kesin ve en doğru olanıdır. Var olanı hatırlar yani tanır.

2. kalpteki bilgi ruhtan sonra en güvenilir ve doğru olan bilgidir. Var olanı hisseder ve yaşar.

Bu ikisinin bilgisi yaratılmışlık bilgisini taşırlar. Var olanı bilirler ama Takdiri bilemezler.

3. Beyindeki bilgi ise görünen ve görünmeyen yaşanan alemlere hitap eder. Bilgi alma şekli ise beyinde her alemle bağlantı kuran bir bölüm vardır. Zaten gizli ilimler ehlini bu bölümler oluşturur. Her hangi bir sebeple insan bu bölümlerden birini açarsa o bölümün alemi ile bağlantıya girmeye başlar. Bu o alemi farketmek bilmek tanımak etkisi altında kalmak hükmüne girmek bütünleşmek hakimiyeti altına girmek parçası olmak işlevi olmak uzantısı olmak temsilcisi olmak sözcüsü olmak gibi sonuçlar doğurabildiği gibi o alemle bakış açısı kazanmak tüm alemlere o alem gözü ile bakmak o alem ile zahire hükmetmek ve benzeri gibi sonuçları olabileceği gibi o alemle kesişmeden alem hakkında bilgi sahibi olmak ve o alemle kesişmeden o alem hakkında bilgi sahibi olmak ve kainatta yerine koymak ve benzeri sonuçlar getirebilir. Daha bunun çok detayı varddır ama uzun süreceği için açıklanmamaktadır. 

Burada sizlerin öğrenmesi her insanın beyninde tüm alemlere hitap eden bölümler vardır. Bu bölümlerin genel adı alem gözüdür. tek tek adı ise hangi aleme hitap ediyorsa o alemin gözüdür. Eğer birden fazla aleme hitap eden gözünüzü kullanabiliyorsanız buna dimağ yani bilinç gözü denir. Aynı anda birden fazla aleme hitap eden gözünüzü kullanamıyor ama sırayla kullanabiliyorsanız ve bu sırayı istediğiniz gibi şekillendiriyorsanız buna bakım gözü denir. Tüm alemlere aynı anda bakabiliyorsanız buna fert ( zat ) gözü denir tüm alemlere aynı anda bakıpta tüm inceliklerinide görebiliyorsanız buna hakim göz denir. Eğer tüm alemlere aynı anda bakıpta üm inceliklerine vakıf olabiliyorsanız buna irfan gözü denir. Eğer tüm alemlere aynı anda bakıp tüm inceliklerinide görüp istediğiniz gibi şekillendirebiliyorsanız buna hakimiyet gözü denir. Bu şekillendirmede ilim kullanırsanız buna Alim Göz denir.

Burda göz denmsinin sebebi gözle gördüğünüz için değildir. En yakın ve tanımlamayı en doğru yapan kelime olduğu içindir. Bu gözlerin zahir alemde bakımcı olmak isteyenler için yansımalarıda vardır. Bunlara hissiyat keşf tahmin sezgi sezi gibi isimler verilir. 

Birde algılar vardır. Yukarıdaki saydığımız isimlerde göz kelimesini çıkarıp algıda koyabilirsiniz. Birde bu algıların zahir aleme yansımış basit halleri vardır. 

Birde yukarıdaki tüm tanımların dışında bir hali daha vardır ki buda alem kararnamelerini görebilme cin ve cinni kararnamelerini görebilme ve benzeri haller taşır. Buna vakıf göz denir. Yani insan hallerine vakıf. Bu hal ve ahval hakkındaki bilginin temelide sayılabilir. İlmi İrfana giriş niteliğindedir. Yine de En Doğrusunu Allahu Teala Bilir.

İlmi Hatem'e, Rahmani Havas'sa ve Şifa İlimlerine Giriş

İlmi Hatem, Rahmani Havas ve Şifa İlimleri'nin Başlangıcı Kur'an-ı Kerim'in İsra Sure-i Şerife'sinin 82. Ayeti Şerif'inde bir nevi İşaret Buyurmaktadır. Aynı zamanda bu Ayeti Şerife bize Rahmani İlimlerle şeytani ilimlerine, sonsuz denilen şeytan sisteminin, Aynı Ayet Havassını kullanan Alimlerle zalimlerinde ayırımını işaret Buyurmakta ve Rahmani İlimlere Nail Olabilmek için Rehberlik Etmektedir.

Biz Kur'ân'dan, iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zalimlerin de ancak zararını artırır. ( Elmalılı Meali )

İlmi Hatem taliplerinin, Rahmani Havas İle uğraşmak isteyenlerin ve Şifa İlimlerine nail olmak isteyenlerin hergün sabah akşam aşağıdaki Duayı etmeleri gerekmektedir.

Allah'ım Sana Peygamberimiz'in Taptığı gibi tapar, Peygamberimizin İman Ettiği Gibi İman Eder, Peygamberimizin İnandığı Gibi inanırım. Allah'ım beni kendine ve etrafına zulmedenlerden olmaktan, zalimlerden olmaktan, sevmediğin kullardan olmaktan koru ve uzak kıl. Allah'ım beni dünya ve Ahiret'te İman Nuru ve Hidayetinle mükafatlandırdığın, ilimle zenginleştirdiğin kullarından, Mümin Kullarından, Salih Kullarından, ve Sevdiğin Kullarından Et. Rahmetini, Sevgini, Peygamberimizin ve Sevdiklerinin Şefaatini üzerimize daim Kıl.


Önemli Not : Nefsinden ve benliğinden vazgeçemeyen, eğriye eğri doğruya doğru olamayan, münafıklığından vazgeçemeyenler kesinlikle bu Duayı etmesinler, başlarına felaket yağma ihtimali vardır. Bu Duayı Hakkıyla Rab'bine kul olmak isteyen, bu uğurda kendinden, nefsinden, benliğinden, dünyadan ve menfaatlerinden vazgeçenler edebilirler. Kimse Allah C.C.'Yu kandıramaz. Bu Dua Kul Olabilmek için edilir. İçinde kul olma niyeti olmayanlar bu Duayı okumakla İlim öğrenemez, başlarına bela ve musibet çekebilirler. Bu Dua İlmi Hatem, Rahmani Havas ve Şifa İlimlerine giriş'in temelidir.

18.000 Aleme Söz Geçirebilecek Güç Nasıl Elde Edilir?

Hakiki iman ehli olupta, ilim ehli içine dahil olmaya çalışanlar bu güce vasıl olurlar Biiznillah. Hakiki iman ehli olabilmek içinde Kelimeyi Şehadetin tüm anlamlarını bilmek ve anlamlarına kayıtsız şartsız kalpten kabul edip tasdik etmek gerekmektedir.

Okumalar, Ağızlar Püfü ve Son Söz

İçine şirk, haram ve günah katılmamış, sadece Ayet ve Peygamberimizin Dilinden Dualara dayanan her okuma temiz ve pak bir su gibidir.

Yani gerçekte okumanın kötüsü yoktur. Ancak su ne kadar temiz olursa olsun suyu saklayan kap kirliyse o su kirlenecektir.

Yada su ne kadar temiz olursa olsun, içinden geçtiği su borusu kirliyese yada paslıysa su kirli ve paslı akacaktır.

Bunun için üzerinize okutturmadan önce okutturacağınız insan hakkında iyi düşünmeniz gerekmektedir. Herkese okutturulmaz. Okuyucu kirliyse, onun ağzından temiz duayla beraber kirlilikte çıkacak ve sizi kirletecektir.

Yada yapacağınız okumayı, kimden öğrendiğiniz size o okumayı yapmanızı kimin telkin ettiği önemlidir.

Ayetler ve Hadisler iyi ve kötü tüm alemlere etki ederler. Yani bunun için kötü okuduğunda okuduğu tesir etmez diye bir şey diyemez kimse.

Ayet ve Hadislerle bildirilen dualar her zaman temizdirler. Ama temiz olan Ayetler kötüler tarafından okunursa kötülük içinde etki ve güç oluşturduğu için kötülüğün etkisini arttıracak ve yayacaktır.

Benzetmeyle anlatmaya çalışalım. Benzin iyidir. Arabanızı çalıştırır evinize gidersiniz, işinize gidersiniz, hastaneye gidersiniz. Ama benzin iyi diye bir hırsız arabasına koyduğunda arabayı çalıştırmamazlık yapmaz. Bu seferde hırsızın arabasını çalıştırır ve hırsızlığın yapılmasına ortak olur. Burda benzin Ayet ve Peygamberimizin Dilinden Duaları simgeler. Siz iyiyi, hırsız kötüyü.
Ne zaman ki benzin bir iyi insan tarafından hırsızın arabasına dökülerek yakılırsa, o zaman benzin hırsıızın arabasına yardım etmemiş temizlemiş olur.

Ne zaman ki temiz ağızlı biri size okuma yaparsa size pis ağızlı insanın yaptığı okumanın gücünü azaltmış ve yok etmiş olur.

Bunun için her insana kendinize okuma yaptıramazsınız. Bunun için her insanın dediği okumaları yapamazsınız. Bunun için yazarının temizliğini bilmeden internetten okuduğunuz her duayı, zikri ve okumayı yapamazsınız.

Çok okumak istiyorsanız aynı okuma ve duayı salih ağızlı insanlar tarafından yazılmış dua kitaplarında bularak orda oku dediği için okumalısınız.

Bu konuda size birinin şu duayı oku yada şu okumayı yap demesi ağızların püfünü, son söz ise duayı size aktaran insanı göstermektedir. rastgele kitaplarda yada internette karşılaştığınız dua ve okumalar için.

Unutmayın yemek yapmak güzeldir ama elini yıkamayan tuvalet temizlikçisinin eliyle yapılan yemek asla yenmez. Ağızlar meselesi.

Unutmayın yemek güzeldir ama tuvallette saklanan yemek asla yenmez. Son söz.

Yani bana bu duayı Ahmet oku dedi mehmet oku dedi okurum yanlıştır ( ağızlar meselesi )

Yani ben bunu bilmem ne formda gördüm yazarı tostosdu, fastosdu olmaz ( Son söz )

Duayı ve okumayı duyduğunuz ve aldığınız yer size bir ambulansamı yada hırsızın arabasınamı bindiğinizi belirleyecektir. Birinde hastaneye şifa bulmaya giderken diğeri ile hırsızlığa ve suç işlemeye gidersiniz. Bu anlatımda dua benzille anlatılmaya çalışılmıştır, yani benzini bulduğunuz yer.