24 Aralık 2016 Cumartesi

Cinlerle İletişim Kurabilmenin İki Metodu, Kazanma ve Cinlenme

Cinciliğin İki Usulü Kazanmak ve Cinlenmek
Hadim hüddam gibi varlıklarla ruhanilerle ve cinlerle görüşebilmenin iki yolu vardır. Bunlardan biri kazanmak diğeri ise cinlenmektir. Cinlenmenin diğer adı ise kendini sihre kestirmektir. Cinlenmenin şeytani ve rahmani denilen türlü türlü metotları vardır. Ama ne kadar rahmanide dense cinlenme aslında cinni ve şeytanidir. Kazanmak ise rahmani ve şeytani olabilir. Esas usulü İlmi ve Kıraat şeklinde ikiye ayrılır. Kıraat serbest okumalar olduğu gibi vird ve zikir gibi günlük sabit okumalarda olabilir.
Cinlenmek ise halvet ve riyazet usulü olabileceği serbest okumalar, günlük vird ve zikirler, davetnamelere girmeler gibi çeşitli usullerle olabilmektedir. İki çeşinde metotları temelde birbirine aynı gözükse de ilmi kazanma metodu aslında çok farklıdır. Kazanma şeklinde gidilen metotlarda insan hür iradesinde serbest ve hürdür. O insan iyi yada kötü olabilir. Sevap ehli yada günah ehli olabilir.
Cinlenmek ise hür iradeni teslim etmek ve ruhani varlıkların yönetim ve kontrolü altında yaşamaktır. Ruhani varlıklar senin vasıtanla diğer insanları kandırma yoluna gideceklerse seni namaz kılmaya, Kur'an-ı Kerim okumaya mecbur ederler. Seni seçtikleri göreve ve senin inanç ve mizacına göre seni diğer küfre düşürecek şeyler yapmayada mecbur bırakabilirler.
Cinlerle görüşebilme metotlarından aslında Rahmani olan ve doğru olan kazanmaktır. Cinlenme yani sihre kesme dediğimiz metot ise cinler alemi tarafından seni kabul etmeleri yada kabullenmeleri sonucu sana verdikleri rütbe ve bu rütbeye bağlı tahsis ettikleri görevlilerin senin üzerindeki hakimiyetidir.
Aslında bunlar çok derin konulardır ve havas ilminin en derinlerinin bile çoğunun vakıf olmadığı konulardır. Açmak ve açıklamak ne kadar doğrudur bilmiyorum ama insanlar kafalarını karıştıran soruların cevaplarını bulabilsinler diye yüzeysel olarak açıklıyoruz.
Cinler devleti tarafından kabul görür yada kabullenilirseniz üzerinizde şu hakimiyetler kurulur. Önce tiniyet hakimiyeti, yani tiniyetiniz ve özünüz cinnileştirilmeye çalışılır bunu kalbi çarpma metotlarını kullanarak yaparlar. Bu hale uğramanız ibadetlerinizi aksatmaz ve engellemez.
İkincisi cinler devleti tarafından kabul görür yada kabullenilirseniz kan hakimiyeti dediğimiz bilinç ve toplu bilinç hakimiyeti kurulmaya çalışılır. Bura kullandıkları metot kan sihirleri ve kan çarpmalarıdır. Yani sizden doğacak çocuklar Allah yardım etmezse cinni tiniyetli olur. Zaten insanoğlunun İslam Alemini düşüren ve tüm dinleri çökerten bu metotdur.
Üçüncüsü ise cinler alemi tarafından kabul görür yada kabullenilirseniz cinlendirme dediğimiz sizin cincilik zannettiğiniz metotlarla sizin cinlenmenizi sağlarlar. Size verilen göreve bu cinlenmeniz yani cinlerle görüşmeniz görme yada beyinden konuşma, yada kalpten konuşma, yada hissi yada görüntü alma, yada rüyada görme yada ayan olma, yada mendel usulleri ile görme, yada cifir ve ebced usulleri ile cin ve şeytan grupları ile görüşebilme, yada hadim ve hüddamlara erişebilme, yada aynada, tırnakta, suda görebilme yada bu durumlara göre hakiki cincilik dediğimiz cinlerle direk görüşebilme ve zahirde tasarruflarını açığa çıkarabilme şeklinde olur. İnsanlar en son gruptaki cinlerle direk görüşebilme ve tasarruflarını zahirde açığa çıkarabilmeyi evliyalık ve keramet zanneder ve karıştırırlar. Aslında evliyalık ve kerametle en ufak alakası yoktur.
Burda sizin durumunuz cinlerle görüşebilmek için kendinizi cin sihrine teslim ve tabi etmiş olmanızdır. Bu tip insanlarda kendini büyük görme, kendini evliya zannetme, kendini alim zannetme, öçvülme hastalığı, diğer insanları küçük görme, dışlama, Allah düşmanlarına içten gelen biat, Allah dostlarına ve Ehli Sünnet müslümanlarına sebepsiz içten gelen düşmanlık ve engellemeye çalışma gibi haller gözükmektedir.
Bu tip insanlar Peygamber'imizin Hadisi Şerif'nde bildirdiği aşırı giden grupları oluştururlar ve sonları şeytanların oluşturduğu sonsuz sistemin bir parçası olmaktır. Bu tip insanlara bakarsanız Müslümanlar içinde keramet halleri gibi haller gösterirken karşılarına çıkan hırıstiyan ve yahudiye en ufak zarar verememeleri ve güçlerinin sıfırlanmasıdır. Çünkü bunların görev yeri İslam alemidir ve onların görevi Müslümanları şaşırtmaktır. Cinler alemi onlara bu konuda izin, güç ve yetki vermiştir. Bu görevin dışında olan ateiste, hırıstiyana, yahudiye, kafire güç uygulayabilme gibi olaylarda asla başarılı olamazlar.
Onun için bu tip insanlar İslam alemi içinde evliya ve alim geçinsede hırıstiyan ve yahudiler içinde kafirler içinde alay konusu zavallılardır. Bu şekilde cinler devleti ve şeytanlar alemi İslam alemini ve Müslümanları rezil eder.
Görüntü olarak Müslüman gözükselerde, çok takva gözükselerde bu tip insanlar gerçekte özleri vasıtası ile cinlere biat etmiş olup, cin dinine tabidirler. İkinci büyük özellikleri bu tip insanların paraya ve maddi menfaate çok düşkün olmaları, dünyalığa aşırı meyletmeleri, hırsı ve kin sahibi olmaları, hain ve nankör olmaları ve çokça yalan söylemeleridir. Bunların görünüşteki dürüstlükleri bile insanları kandırmak ve yanlışa çekebilmek içindir. Her doğru hareketlerinin içinde bir ihanet yatar.
Bu tip insanlar cinciliğe ulaşan düz cinciler ve ruhaniler tarafından hakimiyet altına alınan tasarrufçular olarak ikiye ayrılırlar. Ruhaniler tarafından hakimiyet altına alınan tasarrufçular düc cincilerden çok daha tehlikelidirler. Çünkü bunlar alim ve evliya olarak çıkarak İslam alemini şaşırtmaya, Müslümanları cinlere biat ettirmeye ve müslümanlar arasında fitne çıkarmaya çalışırlar.
Ruhaniler genelde tarikatlar, cemaatler ve zikir ehline musallat olur ve onları kandırarak hakimiyet altına alırlar. Bunlara kanarak hakimiyetleri altına giren insanlar kendilerini veli, evliya, alim, Rabbiyle muhatap, nefsini islah ettiğini zanneden ve çok feyzli gözüken ve kendilerinide çok feyzli zanneden insanlardır. Aslında onların feyzi ruhanilerden gelmektedir. Bu tip insanların kurtarılması zordur aynı bir tılsımın elinden defineyi almak gibi mücadele ve uğraş ister. Ne kadar cinler devleti tarafından böyle oluşturulan sistemler varsada her insana bu sistemleri sökmez. Uyumsuzlar dediğimiz bilerek yada bilmeyerek kalbiyle, imanıyla bu hallere karşı çıkan ve uymayan insanlarda mevcuttur. Eğer cinlenme yoluna girdiyseniz ve kalbiniz Müslümansa ve imanını teslim etmiyorsa sizi ya delirtirler ya çarparlar yada ömür boyu süründürecek bir işkenceye alırlar. tarikatlere girip türlü türlü şekillerde deliren insanların halide bundandır. Aslında orda ruhani çarpması ve cinler devleti işkencesi söz konusudur. Asla tam olarak düzelememe sebepleride bundandır.
Kazanma dediğimiz olay ise Hak tarikatlerin metotlarından ve yollarındandır. Yunus Emrenin 18.000 alemi geçtik Elhamdulillah demesi bundandır. Hakiki tarikatler cini şeytanı insana boyun eğdirir ve hizmet ettirir. Bu bilinçlide olabilir, bilinçsizde. Burda davetlerle hadim ve hüddamlara ulaşanlarla tarikat yolu ile hadim ve hüddamlara ulaşanların farkı açığa ve ortaya çıkmaktadır. Örnek verecek olursak araba sahibi olmanın iki yolu gibi ya çalarak ya çalışıp kazanarak. Çalarak kazandığınız araba her an için sizi kul hakkı ve günaha sokmaktadır. 
Tarikatler yolundaki kazanma tehlikeli ve incedir. kalbinize hakim olmaz ve nefsinizi ön plana getiriseniz ayağınız anında kayabilir. Bir anda kazanmanız cinlenmeye dönüşür farkına bile varamazsınız.
Kazanmanın en güzel ve sağlam olanı ilim ile olanıdır. En tehlikesizide budur. En güçlü olanıda budur.
Unutmayın her zaman asıl olan kendi imanınızdır. Kaybettiğiniz zaman imanınızı kaybetme ihtimalinizde vardır.
En Doğrusunu Allah Bilir.

İlmi Hatem


Yeni Hali  İlmin ve Maneviyatın yüzyılımızdaki önderlerinden Ulvi Hocalarımız tarafından şekillendirilmiş ve havas ilminin çok üstüne çıkarılarak İlmi Hızrullah'ın ve Alemler İlminin bir parçası olmuştur.

Eski Hali havas ilimlerindendir. Çok geniş kapsamlıdır. Herkes ulaşamaz. havas ilminin en derin alimleri bu ilim kullanıcıları arasından çıkar. Havas ilminin en üst seviye alimleri bu ilmi kullananlar arasından çıkar.

İlmi Hatem kullanan Hatem Hocalar dünyada sadece yedi tanedir. Asla sekizincisi olmaz. Ne kadar ileri giderseniz gidin ilimde, derinleşirseniz derinleşin, Hatem Hocalardan biri vefat etmeden Hatem Hoca olamazsınız. Bunun için Hatem Hocalık bir nevi kısmetin olmalıdır denilebilir.

Hatem Hocalardan iki tanesi Türkiye'de, beş tanesi çeşitli dünya ülkelerindedir. Türkiye'deki İlmi Hatem kullanıcıları ben yani Hatem Hoca ve İpek Hocadır.


Yeni hali ise dünyanın ve maneviyatın yüzyılımızdaki önderlerinden Ulvi Hocalarımız tarafından şekillendirilmiş ve havas ilminin çok üstüne çıkarılarak İlmi Hızrullah'ın ve Alemler İlminin bir parçası olmuştur.

Hatem Hoca İlmi Hatem Çözüm ve Şifa Uygulamaları Usulleri

Allah Razı Olsun hepsinden ve Ümmeti Muhammed'den oluşan aşırı merak üzerine bu konuyu bilgilendirme amaçlı açıyoruz.

Hatem Hoca le İlmi Hatem çözüm ve şifa uygulamaları asıl olarak aynı anda dört bölüm üzerine gider.

1. Bölüm görevli i uygulaması sürecidir. Biz bir hasta yada sıkıntılı insanı çözüm ve şifa uygulamasına aldığımız zaman önce tanıtım okuması yaparız. Yani bu insan bizim görevlilerimize tanıtılır ve emir verilir. Bu insan bizdedir sıkıntısına çözüm ve hastalığına şifa için gerekli müdahale yapılacaktır şeklinde. Bu şekilde sıkıntılı hasta insanın çözüm süreci başlamış olur, görevliler gerekli temizliğe ve şifa uygulamaları çalışmalarına başlarlar.

2. Alem tedavisi sürecidir. Görevli tanıtımından sonra bize gelen sıkıntılı insan veya hasta alemlere tanıtılır. Bu insan bize başvurmuş bir muzdarip ve veya hastadır. Bu insan bizim korumamız ve himayemiz altındadır. Şifasına vesile olmaya, dertlerinden kurtulmasına vesile olmaya çalışmaktayız şeklinde. Bu şekilde hasta üzerindeki alemler ister bize dost ister düşman olsun Allahu teala'nın izni ile çekilmeye başlarlar ve bu hasta dost alemlerden yardım görmeye başlar.

3. Talebeleremize tanıtılmasıdır. Biz bir hasta yada sıkıntılı insanı çözüm ve şifa uygulamasına aldığımız zaman talebelerimize bilgi ve görev veririz. talebelerimiz bu sıkıntılı yada hasta insanın çözüm süreci ve şifası için ruhani okumalara başlarlar.

4. Bizim normal uyguladığımız çözüm süreci ve şifa uygulamaları sürecidir. Bu sürecin başını Hatem Hoca çekmektedir. Sıkıntılı insanın yada hasta insanın derdinden kurtulması yada hastalığına şifa bulması için önce su okumaları yapılır. İlk bir gün çevirme, ikinci gün koruma yapılır. İkinci günün gecesi bu insan Hatem Hoca tarafından büyük meydana alınarak ruhani temizliği ve müdahalesi yapılır. Üçüncü gün ise hastadaki ruhani etkiden kaynaklanan izlerin kalkması için temizlik suları hazırlanır. Dördüncü gün ise Şifa Suları hazırlanır ve geçmiş olsun denilir. 

Aslında bu süreçlerin her biri çözüme götürücü ve şifaya vesile olmaktadır. gerçekte birini yaptıktan sonra diğerini yapmaya gerek yoktur. Ancak ecelin ne zaman geleceği bilinmez Hatem Hoca tarafından ani gelen ölümden dolayı yarım kalacak dertli ve veya hasta insanlarında çözüm ve şifaya kavuşabilmesi için tedbir amaçlı dördü bir uygulanmaktadır. Yani Hatem Hoca şu an vefat etse ona başvuran dertli ve hasta insanların talebeleri tarafından çözüm ve şifa okumaları yapılacaktır, görevli tedavisi ve çözüm süreci devam edecektir, alem tedavisi ve çözüm süreci devam edecektir. Aradaki tek fark sadece çözüm süreci ve şifa bulması biraz daha uzun zaman alacaktır. en kısa zamanlı çözüm süreci ve şifa uygulaması bizzat Hatem Hocanın yaptığıdır.

Gelelim insanların merak ettiği meşhur soruya. Hocam siz bizi aramadığınız halde biz iyileştik, bize daha şifa uygulaması ve çözüm süreci uygulamaları yapmadınız ki.

Cevabı budur, bize başvuran ve tarafımızdan kabul edilen her insana ister ulaşalım, ister ulaşmayalım, ister telefonla arayalım, ister telefonla aramayalım ilk çözüm süreci ve şifa uygulaması yapılmaktadır. Bu yüzden bize başvuran çok kardeşimiz daha biz görüşmeden yada biz telefonla görüşmesek bile düzelmekte, derdine derman bulmakta ve şifaya nail olmaktadır.

Kadim İlim - 1 Bilginin Kaynağı ( İnsanoğlunun Alma Şekli )

Bilgi insanoğlunda üç yerde bulunur. 

1. Ruhta

2. Kalpte

3. Beyinde

1. Ruhtaki bilgi bilmektir tanımaktır. tanıdığından dolayı bilmektir.

2. Kalpteki bilgi hissetmektir. Yaşamaktır.

3. Beyindeki bilgi ise bağlantı kurmaktır. Algılamaktır.

1. Ruhtaki bilgi en kesin ve en doğru olanıdır. Var olanı hatırlar yani tanır.

2. kalpteki bilgi ruhtan sonra en güvenilir ve doğru olan bilgidir. Var olanı hisseder ve yaşar.

Bu ikisinin bilgisi yaratılmışlık bilgisini taşırlar. Var olanı bilirler ama Takdiri bilemezler.

3. Beyindeki bilgi ise görünen ve görünmeyen yaşanan alemlere hitap eder. Bilgi alma şekli ise beyinde her alemle bağlantı kuran bir bölüm vardır. Zaten gizli ilimler ehlini bu bölümler oluşturur. Her hangi bir sebeple insan bu bölümlerden birini açarsa o bölümün alemi ile bağlantıya girmeye başlar. Bu o alemi farketmek bilmek tanımak etkisi altında kalmak hükmüne girmek bütünleşmek hakimiyeti altına girmek parçası olmak işlevi olmak uzantısı olmak temsilcisi olmak sözcüsü olmak gibi sonuçlar doğurabildiği gibi o alemle bakış açısı kazanmak tüm alemlere o alem gözü ile bakmak o alem ile zahire hükmetmek ve benzeri gibi sonuçları olabileceği gibi o alemle kesişmeden alem hakkında bilgi sahibi olmak ve o alemle kesişmeden o alem hakkında bilgi sahibi olmak ve kainatta yerine koymak ve benzeri sonuçlar getirebilir. Daha bunun çok detayı varddır ama uzun süreceği için açıklanmamaktadır. 

Burada sizlerin öğrenmesi her insanın beyninde tüm alemlere hitap eden bölümler vardır. Bu bölümlerin genel adı alem gözüdür. tek tek adı ise hangi aleme hitap ediyorsa o alemin gözüdür. Eğer birden fazla aleme hitap eden gözünüzü kullanabiliyorsanız buna dimağ yani bilinç gözü denir. Aynı anda birden fazla aleme hitap eden gözünüzü kullanamıyor ama sırayla kullanabiliyorsanız ve bu sırayı istediğiniz gibi şekillendiriyorsanız buna bakım gözü denir. Tüm alemlere aynı anda bakabiliyorsanız buna fert ( zat ) gözü denir tüm alemlere aynı anda bakıpta tüm inceliklerinide görebiliyorsanız buna hakim göz denir. Eğer tüm alemlere aynı anda bakıpta üm inceliklerine vakıf olabiliyorsanız buna irfan gözü denir. Eğer tüm alemlere aynı anda bakıp tüm inceliklerinide görüp istediğiniz gibi şekillendirebiliyorsanız buna hakimiyet gözü denir. Bu şekillendirmede ilim kullanırsanız buna Alim Göz denir.

Burda göz denmsinin sebebi gözle gördüğünüz için değildir. En yakın ve tanımlamayı en doğru yapan kelime olduğu içindir. Bu gözlerin zahir alemde bakımcı olmak isteyenler için yansımalarıda vardır. Bunlara hissiyat keşf tahmin sezgi sezi gibi isimler verilir. 

Birde algılar vardır. Yukarıdaki saydığımız isimlerde göz kelimesini çıkarıp algıda koyabilirsiniz. Birde bu algıların zahir aleme yansımış basit halleri vardır. 

Birde yukarıdaki tüm tanımların dışında bir hali daha vardır ki buda alem kararnamelerini görebilme cin ve cinni kararnamelerini görebilme ve benzeri haller taşır. Buna vakıf göz denir. Yani insan hallerine vakıf. Bu hal ve ahval hakkındaki bilginin temelide sayılabilir. İlmi İrfana giriş niteliğindedir. Yine de En Doğrusunu Allahu Teala Bilir.

İlmi Hatem'e, Rahmani Havas'sa ve Şifa İlimlerine Giriş

İlmi Hatem, Rahmani Havas ve Şifa İlimleri'nin Başlangıcı Kur'an-ı Kerim'in İsra Sure-i Şerife'sinin 82. Ayeti Şerif'inde bir nevi İşaret Buyurmaktadır. Aynı zamanda bu Ayeti Şerife bize Rahmani İlimlerle şeytani ilimlerine, sonsuz denilen şeytan sisteminin, Aynı Ayet Havassını kullanan Alimlerle zalimlerinde ayırımını işaret Buyurmakta ve Rahmani İlimlere Nail Olabilmek için Rehberlik Etmektedir.

Biz Kur'ân'dan, iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zalimlerin de ancak zararını artırır. ( Elmalılı Meali )

İlmi Hatem taliplerinin, Rahmani Havas İle uğraşmak isteyenlerin ve Şifa İlimlerine nail olmak isteyenlerin hergün sabah akşam aşağıdaki Duayı etmeleri gerekmektedir.

Allah'ım Sana Peygamberimiz'in Taptığı gibi tapar, Peygamberimizin İman Ettiği Gibi İman Eder, Peygamberimizin İnandığı Gibi inanırım. Allah'ım beni kendine ve etrafına zulmedenlerden olmaktan, zalimlerden olmaktan, sevmediğin kullardan olmaktan koru ve uzak kıl. Allah'ım beni dünya ve Ahiret'te İman Nuru ve Hidayetinle mükafatlandırdığın, ilimle zenginleştirdiğin kullarından, Mümin Kullarından, Salih Kullarından, ve Sevdiğin Kullarından Et. Rahmetini, Sevgini, Peygamberimizin ve Sevdiklerinin Şefaatini üzerimize daim Kıl.


Önemli Not : Nefsinden ve benliğinden vazgeçemeyen, eğriye eğri doğruya doğru olamayan, münafıklığından vazgeçemeyenler kesinlikle bu Duayı etmesinler, başlarına felaket yağma ihtimali vardır. Bu Duayı Hakkıyla Rab'bine kul olmak isteyen, bu uğurda kendinden, nefsinden, benliğinden, dünyadan ve menfaatlerinden vazgeçenler edebilirler. Kimse Allah C.C.'Yu kandıramaz. Bu Dua Kul Olabilmek için edilir. İçinde kul olma niyeti olmayanlar bu Duayı okumakla İlim öğrenemez, başlarına bela ve musibet çekebilirler. Bu Dua İlmi Hatem, Rahmani Havas ve Şifa İlimlerine giriş'in temelidir.

18.000 Aleme Söz Geçirebilecek Güç Nasıl Elde Edilir?

Hakiki iman ehli olupta, ilim ehli içine dahil olmaya çalışanlar bu güce vasıl olurlar Biiznillah. Hakiki iman ehli olabilmek içinde Kelimeyi Şehadetin tüm anlamlarını bilmek ve anlamlarına kayıtsız şartsız kalpten kabul edip tasdik etmek gerekmektedir.

Okumalar, Ağızlar Püfü ve Son Söz

İçine şirk, haram ve günah katılmamış, sadece Ayet ve Peygamberimizin Dilinden Dualara dayanan her okuma temiz ve pak bir su gibidir.

Yani gerçekte okumanın kötüsü yoktur. Ancak su ne kadar temiz olursa olsun suyu saklayan kap kirliyse o su kirlenecektir.

Yada su ne kadar temiz olursa olsun, içinden geçtiği su borusu kirliyese yada paslıysa su kirli ve paslı akacaktır.

Bunun için üzerinize okutturmadan önce okutturacağınız insan hakkında iyi düşünmeniz gerekmektedir. Herkese okutturulmaz. Okuyucu kirliyse, onun ağzından temiz duayla beraber kirlilikte çıkacak ve sizi kirletecektir.

Yada yapacağınız okumayı, kimden öğrendiğiniz size o okumayı yapmanızı kimin telkin ettiği önemlidir.

Ayetler ve Hadisler iyi ve kötü tüm alemlere etki ederler. Yani bunun için kötü okuduğunda okuduğu tesir etmez diye bir şey diyemez kimse.

Ayet ve Hadislerle bildirilen dualar her zaman temizdirler. Ama temiz olan Ayetler kötüler tarafından okunursa kötülük içinde etki ve güç oluşturduğu için kötülüğün etkisini arttıracak ve yayacaktır.

Benzetmeyle anlatmaya çalışalım. Benzin iyidir. Arabanızı çalıştırır evinize gidersiniz, işinize gidersiniz, hastaneye gidersiniz. Ama benzin iyi diye bir hırsız arabasına koyduğunda arabayı çalıştırmamazlık yapmaz. Bu seferde hırsızın arabasını çalıştırır ve hırsızlığın yapılmasına ortak olur. Burda benzin Ayet ve Peygamberimizin Dilinden Duaları simgeler. Siz iyiyi, hırsız kötüyü.
Ne zaman ki benzin bir iyi insan tarafından hırsızın arabasına dökülerek yakılırsa, o zaman benzin hırsıızın arabasına yardım etmemiş temizlemiş olur.

Ne zaman ki temiz ağızlı biri size okuma yaparsa size pis ağızlı insanın yaptığı okumanın gücünü azaltmış ve yok etmiş olur.

Bunun için her insana kendinize okuma yaptıramazsınız. Bunun için her insanın dediği okumaları yapamazsınız. Bunun için yazarının temizliğini bilmeden internetten okuduğunuz her duayı, zikri ve okumayı yapamazsınız.

Çok okumak istiyorsanız aynı okuma ve duayı salih ağızlı insanlar tarafından yazılmış dua kitaplarında bularak orda oku dediği için okumalısınız.

Bu konuda size birinin şu duayı oku yada şu okumayı yap demesi ağızların püfünü, son söz ise duayı size aktaran insanı göstermektedir. rastgele kitaplarda yada internette karşılaştığınız dua ve okumalar için.

Unutmayın yemek yapmak güzeldir ama elini yıkamayan tuvalet temizlikçisinin eliyle yapılan yemek asla yenmez. Ağızlar meselesi.

Unutmayın yemek güzeldir ama tuvallette saklanan yemek asla yenmez. Son söz.

Yani bana bu duayı Ahmet oku dedi mehmet oku dedi okurum yanlıştır ( ağızlar meselesi )

Yani ben bunu bilmem ne formda gördüm yazarı tostosdu, fastosdu olmaz ( Son söz )

Duayı ve okumayı duyduğunuz ve aldığınız yer size bir ambulansamı yada hırsızın arabasınamı bindiğinizi belirleyecektir. Birinde hastaneye şifa bulmaya giderken diğeri ile hırsızlığa ve suç işlemeye gidersiniz. Bu anlatımda dua benzille anlatılmaya çalışılmıştır, yani benzini bulduğunuz yer.

İç Musallatlar, Dış Musallatlar, Yaşam Musallatları

Bilgilendirme amaçlı açılmış bir konudur. Verilecek bilgi sadece genel kültür seviyesindedir. Daha ötesi aktarılmayacaktır.

Bu üç musallat çeşidi birbirinden farklıdır. Önce dış musallatlardan başlayalım. Dış musallatlar insanın yaşadığı alemle irtibatlı olan ama uzaktan ama vücudun belli bir organına yerleşerek insana sıkıntı ve rahatsızlık veren musallatlardır. Bunlar insandan ayrıldıkları zaman geri eski yaşam alanlarına dönerler. Dış musalaltlar bakımlarda görülürler. Hakim bakımcılar, mendelciler, cinni bakımcılar, hadim bakımcıları rahatlıkla bulabilir.
İç musallatlar ve yaşam musallatları çok benzemek ve çoğu yönden aynı olmakla beraber birbirinden farklıdırlar. Ortak özellikleri asla ve asla bakımlarda gözükmezler. Onların bakımlarda görülebilmesinin yolu yaklaşık 1 senedir araştırılmakla beraber biraz yol alınsada hala tam sonuca ulaşılamamıştır.
İç musallatları tecrübe ile farkedebilir ve güç uygulayarak açığa çıkarabilirsiniz. Cinleri uzaklaştırmak için hocaların, cinci ve medyumların yazdığı hiç bir musakadan, yaptıkları hiç bir okumadan etkilenmezler. Asla ve asla yazı, vefk, tılsım, hamayili, kıraat ve okumalarla vücuttan çıkaramazsınız. Hiç bir tahassun ve koruma duasından etkilenmezler. Ve insanların çoğunu yanıltan musallatlar iç m usallatlar ile yaşam musallatlarıdır.
Çoğu insana gelen kendini alim, evliya, rabbiyle muhatap olduğunu sanmasını sağlayan iç musallatları ile yaşam musallatlarıdır.
Bunlar insana his verirler, ilham verirler, keşf verirler, kalbi keşf denilen olaydan verirler, duru görü ve ön görü verirler, duyguları ile oynarak değişik hayal alemlerinde yaşatırlar. Yakaza hali, ayan olma dediğimiz hallerin çoğu bunlardandır.
İç musalaltlar ile yaşam musallatları eğer hoca, cinci yada medyumda ise aldığı hisleri ve mendelde aldığı görüntüleri değiştirir. Duyduğu sesleri değiştirir. Hatta bazı iç musalaltları ile yaşam musallatları hastada olsa hoca yada cinci yada medyumda olmasa bile hocanın, yada cinci yada medyumun aldığı görüntüyü ve sesi bile değiştirebilmektedir.
Dış musallatlar yani zahir alem cinleri ile ruhani alem cinleri iç musallatları ve yaşam musallatlarını göremezler ve bilemezler. Yani iç musalaltlar ile yaşam musallatları cincilerin seviyesini ve cinni ilham ve keşf sahibi insanların, cinni ve ruhani şeyhlerin seviyesini aşan bir iştir. ( hakiki Evliya, Alim ve şeyhleri tenzih ederiz. ) Bu sözümüz evliya olmadığı halde cinnilerin etkisi ile kendini evliya zanneden, şeyh olmadığı halde cinnilerin etkisi ile kendini şeyh zanneden, cinnilerin gösterdiği alay amaçlı görüntüleri melek zanneden, cinnilerin etkisi ile kendini rabbiyle muhatap zanneden, rabbine nazının geçtiğini zanneden cinlere oyuncak olmuş hayal aleminde yaşayan cinni şeyhlere ve o tip insanlaradır. )
İç musallatlar ve yaşam musallatları üzerinde dış musallatların yani zahir alem cinleri ile ruhani alem cinlerinin hiç bir hakimiyeti yoktur.
Yani 7 cin padişahı, rüusu erba 4 büyük cin padişahı iç musallatlar ile yaşam musallatlarına söz geçiremezler ve hatta etkide dahi bulunamazlar.
İçmusallatlar ile yaşam musallatlarına hüddamların ve hadimlerinde tesir ve etkisi olmaz. Hadim ve hüddamlar onlar üzerinde tasarrufta bulunamazlar.
İç musallatları ile yaşam musallatları vücudun her hangi bir yerine yerleşmiş olabilir. Güç uygulanarak açığa çıkarıldığı zaman sadece hastanın göğüs boşluğunda açığa çıkarlar.
İç musallatlar ile yaşam musallatları arasındaki farka gelince iç musallatları sadece insanın bedenini duygularını, hislerini ve yakın çevresini etkiler. Yaşam musallatları ise aynı iç musalaltları gibi hastanın yani insanın bedenini, duygularını, hislerini etkilediği gibi yaşamınıda etkiler ve yönetmeye çalışır. İç musallatları insanın kendini yönetmeye çalışır ama yaşam musallatları hem kendini hemde yaşadığı olayları yönetmeye çalışır. Yani yaşam musallatları iç musallatların bir derece daha kötüsüdür.
İç musallatları istedikten sonra ahiplendiği insanı cinlendirebilir. Yaşam musalaltı ise sahiplendiği bedeni yani insanı cinlendirebildiği gibi etrafındaki insanları kalbi çarpılmaya uğratabilir, fikir, duygu ve düşüncelerini değiştirebilir, yaşadığı olaylar üzerinde hakimiyet kurabilir.
İç musallarda yaşam musallatlarıda zahir alem cinleri yani dış musalaltlar üzerine hakimiyet kurarak yönetebilirler. Buda hocaları, cincileri, medyumları onlara karşı zayıf kılar. Hatta iç musallatları ile yaşam musallatları hadim sahibi yada hüddam sahibi insanları kalbi çarpılmaya uğratarak cinnileştirebilirler.
İç musallatlar ve yaşam musallatları için en kolay insanlar nefsini islah ettiğini zanneden insanlardır. Nefsini hakikaten islah etmiş insanları bile kalbi çarpılmaya uğratarak yollarını şaşırtabilirler.
Bu musallatlara karşı koyabilmenin en güzel yolu M.... V..... Alimi olmak yada İlmi Ledün'e vakıf olmak yada İlmi İsmet Alim yada kullanıcısı olmak, yada İlmi İrfan 'a nail olmaktır. İlmi Hatem'e nail olan insanlar iç musallatlara karşı koyabilir ama yaşam musallatlarına akrşı zayıftırlar. Ancak bir İlmi İsmet Alimi yada kullanıcısı tarafından güçlendirilirlerse o zaman yaşam musalaltlarınada karşı koyabilirler.
İç musallatlar ve yaşam musallatlarının ileri seviyeleri gittiğiniz hocanın , cincinin, medyumun bakımı yada mendeli ile keşfi ile durugörüsü ile öngörüsü ile çok rahat oynayabilir ve hasta üzerinde olmayan büyüler, sihirler ve bağlar göstertebilirler.
Zaten günümüzdeki hastaların çoğunun düzelmemesi bundandır. İç musallatları ve yaşam musallatlarını vücuttan uzaklaştırırken muhakka onlara .......... dan yer vermek zorundasınız. Yoksa ya gönderemezsiniz yada geri döner.
Bu musallatlardan başka ruh bedene musallat olan ruhden ruh musallatları, manevi bedene musallat olan maden musallatları, kana musallat olan kan musallatları, bölgeye hakimiyet kuran bölge musallatları, haneye hakimiyet kutan hane musallatları, alem musallatları, döngü musallatları, görevli musallatları, görev musallatları gibi prk çok çeşit olmasına rağmen şimdilik sadece iç musallatları, yaşam musallatları ve dış musallatlar hakkında bilgi vereceğiz.

Hatem Bakımı Yapabilen Hatem Talebelerin Bilmesi Gerekenler

Bu konu sadece Hatem Talebeleri eğitmekle kalmayacak, bizi takip diğer gizli ilimcilere, hocalara, medyumlara, yıldıznamecilere, mendelcilere, cincilere ve cinderlere, keşifçilere ve hissiyatçılara çok şey öğretecek ve ufuklarını açacaktır.

Öncelikle Hatem Bakımını sadece Hatem Hoca ve Hatem Hoca'nın izin verdiği Hatem Talebeler yapabilir. Başka yerde ben Hatem Bakımı yapıyorum diyen varsa kesinlikle inanmayın yalandır.

Hatem Bakımı konusunda eğitilen Hatem Talebeler önce şunu bilmelidir. Hatem Bakımı 5 şekilde olur.

1- Hatem Bakımı ( Sadece Hatem Hoca yapabilir. ) : Hatem Hadim ile direk bakıma girmektir.

2- İlmi Bakım : Hatem Hocamızın genelde ve Hatem Talebelerin ilerlemiş seviyesindekilerin yapmış olduğu bakımdır.

3- Ruhani Bakım : Ruhani varlıkların sorgulaması üzerine yapılan bakımdır. Başlangıç seviyesi Hatem Talebelerin yapmış olduğu bakımdır.

4- Görevli Bakımı : Emrine ruhani varlık verilmiş Hatem Talebelerin yapmış olduğu bakımdır.

5- Ara Görevli Bakımı : Yeni başlayan Hatem Talebelerin yapmış olduğu bakımdır. 

İlmi Hatem'i kullananlar 5 seviyededir.

1. Seviye Hatem Hadim ile görüşebilen ve Hatem Bakımı yapabilen Hatem Talebeler : ( Dünyada en fazla yedi kişi bunu yapabilir. Bu yedi kişinin başı ve reisi Hatem Hocamızdır. Bu yedi kişide kendi arasında yedi seviyeye ayrılır. )

2. Seviye İlmi Bakım yapabilen Hatem Talebeler :

3. Seviye Ruhani bakım yapabilen Hatem Talebeler : Bunlar ruhani sorgulama yapabilen, ateş çemberini kullanabilen ve ruhanileri, cinleri ateş çemberine alabilen, ispat bakımı yapabilenlerdir.

4- Görevli bakımı yapabilen Hatem Talebeler : Bunlar emrine cin askerler, görevli askerler ve diğer görevliler verilmiş onlar vasıtası ile bilgi alabilen yada ruhani sorgulama yapabilen Hatem Talebelerdir. En alt sevi,ye talebelerin halidir.

5 - Ara görevi bakımı yapabilen Hatem Talebeler : Bunlar kendilerine verilmiş olan yada kendisinde bulunan ara görevlinin islah edilmesi sonucu bakım yapabilen Hatem Talebelerdir.

Hatem Bakımı Yapabilen Hatem Talebelerin Bakım Usulleri

Ey Hatem Bakımı Taliplisi .... Bilmen gereken şudur ki Hatem Bakımı 5 ana unsur üzerine yapılır.

1. Fert Bakımı : Kişinin doğduğundan bu yana durumunu inceleyen bakımdır.

2. Aile Bakımı : Kişinin ailesi ile birlikte kendisine bakılır.

3. Hane Bakımı : Kişinin yaşadığı hanesine ve çalıştığı işyerine, geçmişinde yaşadığı yerlere bakılan bakımdır.

4. Kan bakımı : Kişinin ata dedesine varıncaya kadar devam eden, kandan bulaşan ata dededen gelen herhangi bir ruhani etkinin varlığını tespit etmeye yarayan bakımdır.

5. Ruh bakımı : Kişinin manevi bedeni içinde gelen ruh bedenin manevi bedenden ayrılması ile incelenmesi ve araştırılmasına dayanan bakıma denir.

Daha İleri Seviye Hatem Bakımı Taliplileri ise bunlarla beraber

6. Kalp Bakımı : Kişinin kalbi musallat ve kalbi üzerindeki ruhani etkileri inceleyen ve açığa çıkaran bakımdır. İnsanların yüzde doksanının kalbi bakıma ihtiyacı yoktur, temizdir.

7. İç musallat kontrolü : Bakımla gözükmezler, insanın vücuduna uygulanan Hatem Hayat Enerjisi İle açığa çıkarlar.

Daha İleri Seviye Hatem Bakımı Taliplileri ise bunlarla beraber

8. Alim Takibatı yada Alim Musallatı

9. Görevli Takibatı yada Görevli Musallatı

10. Sahiplenilme

11. Cinlerle Evlilik İle Bakımlarını yaparlar.

Önemli Not : Bunların bakımları gerçekte hep ayrı ayrıdır. Bakım şekilleri farklıdır.

Daha İleri Seviye Hatem Bakımı Taliplileri ise bunlarla beraber

8. Alem Bakımı : ( Kendi içinde ikiye ayrılır ayrılır. ) 

a. Alem Bakımı : ( Kendi arasında üçe ayrılır. ) Alem etkisi, alem parçası musallatı, alem kısmi musallatı, alem musallatı, alem takibatı, alem kaydı, alem sahiplenmesi, alem kararnamesi, görevlendirilmiş alem, alem görevlendirmesi, iç alem ve iç içe alemler gibi durumlar araştırılır.

b. Alemler bakımı : Tüm ruhani alemlerin araştırılarak birbirinden bağımsız yada görev ortaklığı yada görev kaynaşması yada kaynaşma yada şahısta birleşme, yada irtibatlı, yada ortak kararnameli, yada ortak görevlendirilme ile, yada birbirinden habersiz yada haberleşerek yada birlikte insan üzerine nüfuz ve etkilerini araştırı ve inceler.

Not : Alem bakımı agacın tek dalının incelenmesi ise alemler bakımı ağacın tüm dalları ile birlikte incelenmesi demektir. 

Daha İleri Seviye Hatem Bakımı Taliplileri ise bunlarla beraber

8. Yaşam musalaltı kontrolu : Bakımla gözükmezler, insanın vücuduna uygulanan güç İle açığa çıkarlar. ( Sayın Ulvi Hocaların İlmidir. )

Hakiki ve gerçek bir bakım tam anlamıyla bakacaksanız ve sırayla yaparsanız en az iki saattir. Aynı anda birden fazla Hatem Bakımı açabiliyor ve Bakımlara Hakim Olabiliyorsanız bu süre yarım saate düşer. Biraz tecrübeniz var ve bakımlarda hızlanmış iseniz 20 dakikadır.

Bakımlarda Açığa Çıkan Çarpma, Çarpılma, Bulaşma, Cin Yeli, Ruh Teması, Değme, Dokunma, Musallat, Tasallut, Sahiplenme, Nikah Atma, Nikahlanma Nedir?

Bakımlarda Açığa Çıkan Çarpma, Çarpılma, Bulaşma, Cin Yeli, Ruh Teması, Değme, Dokunma, Vurma, Musallat, Tasallut, Sahiplenme, Nikah Atma, Nikahlanma Nedir?

Konu Hatem Hocamızın isteği üzerine bilgilendirme amaçlı yazılmıştır. Bir insana bakım yaptığınızda çarpma, bulaşma, temas, sahiplenme, musallat gibi şeylerle karşılaştığımızı pek çoğunuz duymuşunuzdur.

Bu terimler yakın anlamlı olmakla beraber derecelendirmeyi nitelendirir. Bunları sırası ile tek tek açıklayacak olursak

Değme : Bir cinin herhangi bir sebeple bir insanın vücudunun tamamına yada bir kaç uzvuna yada bir yerine yada kendine, tüm vücut olarak yada bir yada birkaç uzuv olarak, yada nefes üflüyerek temas etmesi ve geçici yada kalıcı etki oluşturmasıdır.

Dokunma : Bir cinin herhangi bir sebeple değme işlemini bilinçli, iradesiyle belirli bir hedef doğrultusunda yapmasıdır.

Vurma: Bir cinin kesin ve kati sürette zarar verecek ve hasar oluşturacak şekilde bir insana bilinçli ve şiddet uygulayacak şekilde dokunmasıdır.

Temas : Bir cinin, bir insanı hedef haline getirerek vurma olaylarına devam etmesidir.

Çarpma . Bir cinin yada ruhani varlığın herhangi bir sebepten dolayı bir insana iz bırakacak şekilde vurmasıdır. Bu iz ve işaret genelde insanın bilnç ve bilinçaltını, özellikle korku, vesvese, panik, sevgi ve aşk genelde olmakla beraber duygularını, vücut sağlığını, çok nadir olmakla beraber fiziksel görüntüsünü etkiler.

Çarma ile değme, dokunma, vurma ve tamasın farkı Şudur. Çarpma kalıcıdır tedavi edilmezse ömür boyu izi ve etkisi devam eder. Değme, dokunma, vurma ve temas ise geçici etkidir. Bir müddet sonra insanda oluşan hasar ve etki kendiliğinden geçer.

Çarpılma : Bir cinin kendi istek ve iradesi haricinde herhangi bir etki ile bir insanı, zorlayarak çarptırılmasıdır. Sonucunda insan çarpılmış, cin çarpmış olur. 

Bulaşma bir cinin herhangi bir sebeple bir insana uzun süreli temas haline denir. Bu zayıf olanıdır. Güçlü olanları ise insanın çarpılma anında çarpan cin tarafından alışkanlık haline getirilerek uzun süreli devamlı rahatsız edilmesidir. Diğer ise insanın çarpılmasından sonra düşmüş olduğu durumdan dolayı alemine uygun olan cin veya cinleri üzerine çekerek toplamasıdır.

Musallat genelde bir insan çarpılma anında veya çarpıldıktan daha sonra bir cinin hedef haline getirerek bilinçli olarak ve daimi bulaşmasıdır. Musallatta insan bulaşan cinin hedefidir. 

Tasallut : Musallatın bir derece ağırı olup, musalaltın musallat olduğu insan üzerine hakimiyet olarak gitmesi haline denir. Tasallut milyonda bir olur. Genelde korku filimlerinde bahsedilen temalar musallat değil tasalluttur.

Tasallutla musallat arasındaki fark şudur. Musallat olan hastada musallatın etkileri standarttır. Mesela musalaltı baş ağrısı yapıyorsa ömrü boyunca istediği zaman yada uygun etkenler oluşunca hep baş ağrısı yapacak demektir. Zaman içinde insan vücudunun diğer organlarına yayılıp oralarada rahatsızlık verebilir. Musalaltını alırsanız hastanın Allahu teala'nın İzni İle Şifaya kavuşur. Tasalluta ise musallatın aksine insan ile mücadele vardır. Mesela musallat sadece baş ağrısı yaparken ve siz bu baş ağrısından ağrı kesici haplarla geçicide olsa kurtulabilirken tasallutun yaptığı baş ağrısından kurtulamazsınız. Ya hap içmenize engeller ve maniler çıkar, ya hap içtikten sonra içinize panik, şüphe ve korku gelir yada başka bir yerinizde ağrı başlar. Siz baş ağrınızdan kurtulmaya çalıştıkça içiniz sıkılmaya ve daralmaya başlarsınız. Ağrı kesici alacak takat ve dermanı çoğu zaman bulamayabilirsiniz.

Sahiplenme: Bir musallatın yada tasallutun, musallat olduğu yada tasallutta bulunduğu insanı benimsemesi ve benim malım demesidir. Benzetmeyle anlatıcak olursak bir çocuğun oyuncağını sahiplenmesidir.

Nikah atma bir cinin yada musallat yada tasallutun yönelmiş olduğu insan üszerine vermiş olduğu rahatsızlığı ömrü boyunca verme ve yaşatma kararıdır, halidir. Yani cini o insana yönlendiren sebep yok olsa bile cin o insana aynı rahatsızlığı vermeyi bırakmaz ve o insandan ayrılmaz.. Ömürlük olduğu için adına kısaca nikah atma denmiştir.

Nikahlanma : Bir cinin yada musalaltın yada tasallutun nikah atmasını o insanın vücut, ruh, kalp ve kendine yayarak, cinler aleminede duyurması ve görünmeyen alemde o insanı kendi malı yapması ve zimmetine geçirmesidir.

( Cinlerle evliliğin hakikisi nikahlanmanın ileri seviyesidir. )

Ruh Teması : Bir cinin yada görünmeyen varlığın bir insana, bilinçsiz ve kendisininde haberi olmadan yapısal özelliğinden dolayı etkilemesidir.

Cin Yeli : Bir cinin ortamda oluşturduğu etkinin bir insanı etkilemesidir. 

Üfürük : Bir cinin bir insana nefes etmesidir. yani nefes ederek etkilemesidir.

Üfürme : Bir cinin üfürük işini belirli bir kasıtla ve bilinçli olarak yapmasıdır. 

Üfürme sonucu insan iki hale dönüşür. Ya ortam olur, gelenleri etkiler. Yada geçici etki altında kalır, birey olur. Eğer insan ortam olursa alacağı en basit şey bulaşmadır. Etki altında kalırsa cesaretine ve duygusallığına göre çarpılabilir yada geçici etkiler oluşur.

Bakımın Dini ve İslami Kaynağı

Bakımın dini kaynağı yani kökeni Hz. Süleyman Peygamber'imizin cinlerden şeytanlardan devlerden ifritlerden ve Alim İnsanlardan topladığı vezirler ile insanlardan gelen şikayetleri değerlendirmesi ve vezirleri ile bu şikayetin sebebini araştırma ve soruşturmasıdır. Kur'an-ı Kerim 'de Belkıs ın Tahtı hadisesi buna en güzel örnektir . Kısaca mealin aklımızda kaldığı anlamını yazacak olursak kim getirebilir dedi ( Huzuruna çağırdı vezilerine ) ifritlerden bir tanesi yerinden kalkmadan getiririm dedi. Kitaptan İlim Verilmiş zat ise gözlerini açıp kapamadan getiririm dedi ve karşılarında idi. Bunun gibi Kur'an-ı Kerim 'de geçmeyen ama insanlar arasında ve eski kitapalarda rivayet ile aktarılan Hz. Süleymana ait bir kaç kıssa daha vardır. Burada Hz. Süleyman Peygamber'in cinler şeytanları devleri ifritleri ve Alim İnsanları nhuzuruna toplayıp insanların şikayetlerini değerlendirmesi ve sebebini vezirleri ile soruşturması bakımın en orjinal hali kaynağı ve aslıdır. Bakım budur. İslam Aleminde Ehli Sünnet Şifa Alimlerinde ise bakımın kaynağı Peygamber Efendimiz'e yapılan büyüyü ve yerini İki meleğin Peygamber Efendimiz'in Önünde konuşması ve duyurması ile ilişkilendirenler vardır.

Aslında bakım zaten Peygamber Efendilerimizden Kalmadır.

Ama her iyi şeyin kötüsü olduğu gibi her doğru şeyin yanlışı olduğu gibi her kaliteli ve güzel şeyine sahtesi olduğu gibi bakım kirletilmiştir. Bugün cincilerin yıldıznamecilerin mendelcilerin falcıların hissiyatçıların yaptığı bakım aslında bakım değildir. Bu sadece cin ve şeytandan bilgi alma ve cine şeytana bilgi sormadır. 

Hakiki bakım İslam Alimlerinin yaptığı ve sorgulama ve ispatlama üzerine olup cinden şeytandan alınan bilgiye itibar edilmeyen ve gerçeğin açığa çıkması için cin şeytan ve ruhani varlıkların baskı ve zorlamaya alındığı bakımdır. Bu ise Alimlerin ve Talebelerinin İşidir. Ehil olmayan ve cahil olanlar yapamazlar.

Bakım Nedir? Bakım Hakkında Bilinmesi Gerekenler.

Bakım insanların, kendini medyum yada hoca olarak tanıtan insanların gerçekte ne olduğunu bilmediği ve bu sebeple anlamını kirlettiği bir unsurdur. Bu gün bakım denilince yıldıznameciler, falcılar, tarot, hissiyatçılar, cinciler, mendelciler gibi insanların yapmış olduğu kendi uğraşı ve bilim çerçevelerinde yapmış oldukları, kendilerine sorulan sorulara hislerinden yada cinlerinden, yada tarot kartlarından yada mendel tası, mendel aynası yada mendel cinlerinden cevap almaya çalışması akla gelmektedir.

Hayır asıl bakım bu değildir ve zaten bunlar bakım demek değildir.

Bakım insan hayatındaki olumlu yada olumsuz olayların ruhani köken ve ruhani etkilerinin araştırılması ve ispat edilmesidir. Yada daha kısa bir tarifle insan hayatındaki ruhani etkinin ve etkisi olan ruhanilerin araştırılarak ortaya çıkarılmasına bakım denir.

Benzetme ile anlatacak olursak doktorun insan üzerindeki hastalığın sebebini ve hastalığı oluşturan mikrobu araştırmasına bakım denir.

Ne kadar benzer olsada bu insanların bakım bildiği ve bakım zannettiği fal, tarot, yıldızname, mendel gibi şeylerden çok daha farklıdır.

Örnekleyerek anlatırsak fal, doktorun gelen hastaya çevirdiği fincanın şekillerine bakarak teşhis koymasına muayene demek ne kadar doğruysa , gelen insanın sıkıntılarının sebebine kahve ve fincanı, remil atarak yada bakla ile bakmakta o kadar bakımdır.

Yada doktorun gelen hastaya yıldızname açarak teşhis koymasına ne kadar bakım denirse, gelen insanın yıldıznamesine açmaya ve yıldıznamesine bakarak senin sıkıntın şu demeye bakım denmesi o kadar doğrudur.

Yada doktorun gelen hastaya tarot açarak hastalığını söylemesine ne kadar muayene denirse gelen insana tarot açarak sıkıntısının söylenmesine o kadar bakım denir.

Yada doktorun gelen hastaya hislerine dayanarak sende şu hastalık var demesi ne kadar muayane ise gelen insanın sıkıntısını hissetmeye ve bunu söylemeye o kadar bakım denir.

Yada şimdi kendini keşf ehli olarak gösterenler çıkmaya başlamışlar. Doktorun gelen hastaya ben keşf ehliyim hastalığını keşfimle buldum şudur demesi ne kadar muayene ise keşf ehli olduğunu iddia edenlerin insanların sıkıntısını keşftemesi ve bunu söylemesine o kadar bakım denir.

Gördüğünüz gibi ne fal, ne keşf, ne hissiyat, ne tarot, ne yıldıznamedir. Bakım havas ve ruhani ilimlerin merkezi konumunda olan bir kavramdır.

Bir doktor için muayene etmek ne kadar önemli ise, hakiki ve gerçek hocalar için bakım o kadar önemlidir.

Bakım asla fal bakmak, kehanette bulunmak, gelecek hakkında bilgi vermek değildir.

Falcıları, keşfçiler, yıldıznamecilerin bakım kavramını kirletmelerinin ne olduğunu açıklayabilmek için şöyle bir benzetme kullanılabilir.

Doktorda muayene eder veterinerde. Ama biri insanları muayene eder diğeri hayvanları.

İkiside yaptığı hastalığın kökenine muayene dedikleri için kimse doktora gelipte sen bizi hayvan yerinemi koyuyorsun, veterinerin yaptığı muayeneden yapıyorsun diyemez. Aynı şekilde kimsede veterinere gidip sen doktor gibi muayene ediyorsun sen hayvanları insan yerinemi koyuyorsun diyemez.

Yani falcılar yıldıznameciler, keşfçiler, tarotçular yaptıkları işin adına bakım dediler diye kimse biz esen falmı bakıyorsun diyemez.

Çünkü onların yaptıkları iş şeytan ve günahla alakalı, bizim yaptığımız iş ruhani alem ve araştırmayla alakalı.

Onlarda şeytana, cinlere biat etme , uyma ve dediklerini doğru kabul etme varken bizde şeytanlara cinlere baskı, dediklerimize uydurma, ve onların dediklerini ispat etmesinin isteme olayı vardır. Onlardaki kısaca tabi olmakken bizdeki sorgulamaktır. Onlarda hakimiyet şeytan ve cinlerde iken bizde hakimiyet bizlerde yani insanlardadır.
Onlar havas ilmine sokulmuş büyü ve sihir kökenli şeyleri kullanırken, bizler Kökü Kur'an-ı Kerim'e dayalı İlimler kullanırız.